
Tea Tree Oil (Çay Ağacı Yağı) için EU CMR Önerisi
2 Mart 2023
Biyosidal Firmalarının Dikkatine
3 Mart 202313. Kozmetik Kongresi 2. Gününden Önemli Notlar

İKİNCİ OTURUM
İkinci günün ana salondaki ilk sunumu Dr. Carsten DIETZ tarafından gerçekleştirildi. Sales Director Asian Pacific and East Europe Improving Preservation: Challenges, Solutions and Newest Trends konulu sunumunu gerçekleştiren Dietz, ürün içeriklerindeki koruyuculardan ve bu koruyucuların hangi mikroorganizmalarda kullanılabilir olduğundan bahsetti. Ülkelere göre koruyucu iddialarına değinen Dietz, düşük su aktivitesi ile mikrobiyolojik kontaminasyon riskinin düştüğünü vurgulamıştır. Sunumunda, farklı formülasyonlarda ve ürünlerde yapılmış olan challenge test analiz sonuçlarını karşılaştırmalı olarak değerlendirmiştir.
Mikroorganizmalar | Minimum aw |
Pseudomonas aeruginosa | 0,97 |
Escherichia coli | 0,95 |
Staphylococcus aureus | 0,86 |
Candida albicans | 0,87 |
Aspergillus brasiliensis | 0,77 |
Ardından Bozok Üniversitesinden Prof. Dr. Hamdi Temel Kozmetik Ürünlerde Mikroplastikler başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Mikroplastikler 5 mm ile 1 mikrometre arasındaki boyutlarda olan plastikler olduğunu vurgulayan Temel, bu maddelerin kirletici olarak sınıflandırıldığını belirtmiştir.
Mikroplastiklerin en büyük kaynaklarının kozmetik ürünler olduğunu belirten Temel, bu maddelerin birincil ve ikincil olarak sınıflandırıldığını vurgulamıştır.
Birincil; Kişisel bakım ürünleri
İkincil; Plastik poşetler ve pet şişeler vb.
Mikroplastik ve mikroboncuk tayininden bahsederek doğada atık olarak bulunan en yaygın mikroplastiğin Polietilen olduğu konusunda bilgilendirme de bulunmuştur. Yılda 300 milyon plastiğin %2’si yani 8 milyonunun kanalizasyon ve atık suları ile denizlere ulaştığını belirten Temel, sağlık açısından zararlarını ve mikroplastik kullanımının nasıl azaltılabileceğini anlatarak konuşmasını sonlandırdı.
İkinci oturumun üçüncü konuşması NCR Uygunluk Değerlendirme Eğitim LDT. ŞTİ. firmasından Belgelendirme Müdürü Bülent Ünlükalaycı tarafından yapıldı. AB ve Ülkemiz Sera Gazı Düzenlemelerinin Sanayimize olası etkileri konulu konuşmasında Sera Gazı ve etkilerine detaylı olarak değinmiştir. Atmosferdeki CO2 miktarının gittikçe arttığını belirten Ünlükalaycı, Karbon ayak izinin hesaplanmasının öneminden bahsetmiştir. Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında Sınırda Karbon Düzenlemesinin mekanizmasına değinmiştir. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması 15 Mart 2022 tarihli regülasyon taslağında belirtilen 5 sektöre ek olarak Avrupa Parlementosu’ nun eklediği sektörleri ve temel organik kimyasalları açıklamıştır. Ünlükalaycı, karbon ayak izine yönelik uygulanacak olan yasal yaptırımları açıklayarak konuşmasını sonlandırdı.
İkinci oturumun dördüncü konuşmacısı Iğdır Üniversitesi’nden Prof. Dr. İbrahim Demirtaş, Kozmetikte Kullanılan Bitki Kökenli Bileşikler ve Etkinlikleri başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Tıbbi ve aromatik bitkilerden, sekonder metabolitlerden bahseden Demirtaş, gerçekleştirmiş olduğu aktivite yönlendirmeli izolasyon çalışmasını, curcumin bileşenini ve nasıl elde edildiğine detaylı olarak değinmiştir. Demirtaş, endemik olarak yetişen bitkilerdeki sekonder metabolitleri bitkiyi kullanmadan funguslar yoluyla üretilebileceğinden bahsederek konuşmasını sonlandırdı.
İkinci oturumun beşinci konuşmacısı Atatürk Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hamdullah Kılıç, İyi Laboratuvar Uygulamaları (GLP) ve Kozmetik Ürünlerin Test Edilmesi başlıklı sunumu gerçekleştirdi.
GLP sertifikasından ve laboratuvarlar için olan öneminden bahseden Kılıç, Kozmetik ürünlerin güvenlik testlerini, ambalajlarda kullanılan kimyasalların ( Antioksidanlar, stabilizatörler, ftalatlar, parabenler, Hg, Pb, Cd, As vb.) ürüne geçebileceğini anlattı. Extractables ve leachables terimlerinin FDA açıklamalarını gerçekleştiren Kılıç, test iş akışlarından, ekstraksiyon yöntemlerinden ve yasaklı madde analizi sürecinden bahsederek sunumunu sonlandırdı.
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Üçüncü oturumun ilk konuşmacısı Gaziantep Üniversitesi’nden Doç. Dr. Sibel Bayıl Oğuzkan, Yenilebilir Kozmetik Ürünleribaşlıklı konuşmasını gerçekleştirdi.
‘Yiyemediğimiz hiçbir şeyi teninize sürmeyin’ sözü ile sunumuna başlayan Oğuzkan, aslında cilt bakımının iki temel bakımdan oluştuğunu hem içten içe bakım hem de dışarıdan bakımın önemine detaylı olarak değinmiştir. Yenilebilir kozmetikte kullanılan alternatif biyoaktiflerden sunumunda bahseden Oğuzkan, endokrin bozucular listesinde bulunan ve UV filtre olarak kullanılan Oxybenzone hammaddesi yerine alternatif olarak kullanılabilecek patlıcan kabuğundan elde edilen bir hammadde hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
Ardından sahneye gelen Akdeniz Üniversitesi’nden Prof. Dr. Numan Hoda, Kozmetikte Nanoteknoloji başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Nanomalzeme ve nanoteknoloji hakkında bilgi veren Hoda, 20 nm altında kullanılan nanomalzemelerin sistemik dolaşımına katılmasından dolayı tercih edilmediğini vurgulamıştır. Nanopartiküllerin fiziksel, kimyasal ve biyolojik yöntemler kullanılarak elde edilebileceğini belirten Hoda, bir maddenin nanomalzeme olabilmesi için üç boyuttan en az bir boyutunun 0-100 nm arasında olması gerektiğini belirtmiştir.
Üçüncü oturumun üçüncü konuşmacısı Technical Director F&F Vidara firmasından Alberto RAMOS, Natural Raw Materials for Fragrance and Flavours başlıklı sunumu gerçekleştirdi.
Ramos, ISO 9235 Aromatik Doğal Hammaddeler standardı hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Doğal ürünlerin geleneksel metot, fiziksel metot ve fermentasyon prosesleri ile elde edilebileceğinden bahseden Ramos, bu yöntemlerle elde edilen ürünlerin avantaj ve dezavantajlarına değinmiştir.
Üçüncü oturumun dördüncü konuşmacısı Bartın Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ayben Kılıç Pekgözlü, Kozmetikte Doğal ve Akıllı Yeni Bir Hammadde: Lignin başlıklı konuşmasını gerçekleştirdi.
Lignin hammaddesinin gübre, yapıştırıcı, yüzey aktif madde olarak kullanılabileceğini belirten Pekgözlü, ligninin bir diğer etkisinin de güneş kremlerinde UV emici etkisi olduğunu belirtti. 250-400 nm’de UV absorblama özelliğinin bulunduğunu ve yapılan bir çalışmada SPF 15 güneş kreminin SPF değerinin 30’a yükseldiğini belirtmiştir. Ayrıca Lignin’ in antioksidan, antimikrobiyal özelliğinden ve 25-55 yaş aralığında yapılan bir çalışmada cilt beyazlatma ürünlerinde de etkili olduğundan bahsederek sunumunu sonlandırdı.
Üçüncü oturumun beşinci konuşmacısı BASF firmasından Stanislaw KRUS, Sun Care Trends and Solutions başlıklı sunumunu gerçekleştirdi.
Zararlı UV filtrelerin çevresel etkilerinin su ortamındaki akut toksisiteyi arttırdığını, deniz canlıları üzerinde endokrin bozucu faaliyet gösterdiğini ve biyobirikim oluşturduğunu vurguladı. Avrupa ve Amerika mevzuatında sınırlandırılan UV filtrelerinden detaylı bahseden KRUS, ekosistem için daha güvenli olarak algılanan çinko oksitin dezavantajlarını, resifler için güvenli olup olmadığını sorguladı ve çevre üzerindeki etkisinin nötrden uzak olduğunu belirtti. Mavi ışığın (400-455 nm) cilde derinlemesine nüfuz ettiği cilt hasarlarına sebep olduğu ve mitokondriyal DNA’ya hasar verdiği konusunda önemli bilgilendirmelerde bulundu.
Üçüncü oturumun altıncı konuşmacısı Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nden Hakan Emre Özçal, Iodine-Mediated Synthesis of Terpenoid-Based Indoles and Their Olfactory Properties başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Cascade reaksiyonuyla sentezi anlatan Özçal, İndollerin antiinflamatuar, antiviral, antibakteriyal, anti kanser ve anti-HIV özellikleri konusunda bilgilendirmelerde bulundu. Ardından terpenlere geçiş yaptı ve kullanım alanlarından bahsetti. Kozmetik, ilaç, polimer, gıda, biyoyakıt gibi sektörlerde kullanılmakta olduğu konusunda bilgi veren Özçal, Limonene, linalool gibi bilinen ve sıklıkla kullanılan maddelerin kenevir bitkisindeki terpen içeriği olduğunu belirtti. Yapılan çalışmanın mekanizmasını ve NMR spektrumundan çıkan sonuçları yorumlayarak konuşmasını sonlandırdı.
PARALEL OTURUMLAR
Ana salondaki oturumlar ile eş zamanlı gerçekleşen paralel oturumlarda almış olduğumuz notları aşağıda sizlerle paylaşıyoruz.
Doç. Dr. Ayhan Tozluoğlu – Bakteriyel Nanoselüloz (BNC) ve Kozmetikte Kullanımı
Selüloz moleküllerinin oluşturduğu elementer fibrillerin yapısına değinen Tozluoğlu, Bakteriyel Nanoselüloz yapısına değinmiştir.
Bakteriyel Nanoselüloz (BNC) nedir?
Rhizobium, Agrobacterium, Gluconacetobacter ve Sarcina cinslerinin birçok türü tarafından üretilir.
Özellikleri:
Biyolojik olarak parçalanabilir.
Toksik değildir.
Yüksek saflık özelliği,
Yapısında hemiselüloz, pektin ve lignin bulundurmaması,
Önemli miktarda su tutabilen,
Ultra ince, iyi organize edilmiş bir nanofibriler ağ yapısı,
Üretim ve saflaştırma işlemleri basit,
Biyosentez sırasında ve sonrasında farklı şekillerde kalıplanabilmektedir.
BNC’nin Kullanım Alanları:
BNC kimyasal ve fiziksel ek işlem görmeden bakteriler tarafından sentezlenme yöntemiyle üretildiği için özellikle kozmetik, biyomedikal gibi insan vücuduna temas eden ürünlerde kullanımı çok geniştir. BNC, benzersiz özellikleri ve potansiyeli nedeniyle “biyoselüloz” olarak kabul edilir. Doku müdendisliği yapı iskeleleri imalatı, ilaç dağıtım sistemleri, yara pansuman, biyo-algılama ve biyo-yüz maskeleri gibi uygulamalar için güçlü bir biyomateryal olarak biyomedikal endüstrisinde özel bir önem kazanmıştır.
Terapötik faydaları olan aktif maddeler içerirler ve foto yaşlanma, kırışıklıklar, cilt dehidrasyonu, koyu lekeler veya hiperpigmentasyon gibi ciltle en ilgili durumları tedavi etmek için uygulanırlar.
Üretilen BNC Kullanımı İçin Önerilen Alanlar:
1. Yüz Maskesi
2. Ameliyathane İpliği
3. Yara Bakım Bantları
4. Antibakteriyel Özellik Kazandırılmış BNC ile Oksijen Maskesi Üretimi
TTS Laboratuvar Genel Müdür Adem Ödekbaş – OECD Deney Yönergesi 439 in vitro Deri Tahrişi: Yeniden Oluşturulmuş İnsan Epidermisi Deney Yöntemi ve Analiz Raporlarının Değerlendirilmesi
Konuşmasında aşağıdaki konulara değinmiştir;
Cilt İrritasyon testi, AB sınıflandırma sistemine (R38 veya etiketsiz) göre cilt tahrişi tehlikesinin tanımlanması ve sınıflandırılması bağlamında saf test maddelerinin cilt tahrişi potansiyelini tahmin etmek üzere geliştirilmiş ve tasarlanmıştır.
Test, saf test kimyasalının yeniden yapılandırılmış bir insan epidermisi (RhE) modeline topikal olarak maruz bırakılması sonrası bir hücre canlılığı testinden oluşmaktadır. Ayrıca bu yöntem, kategorileştirilen kimyasallar içinde tahriş edici maddeler ile tahriş edici olmayan maddeler arasında ayrım yapılmasını sağlamaktadır.
Kimyasalların Küresel Uyumlaştırılmış Sınıflandırma ve Etiketleme Sistemi (GHS) sınıflandırmasına göre (R38/Kategori 2 veya etiketsiz), test maddesine maruz kalan üç ayrı dokunun ortalama bağıl doku canlılığı negatif kontrollerin ortalama canlılığının %50’ sinin altına düşerse test materyalinin irritant olduğu kabul edilir. Yeniden oluşturulmuş insan epidermis deney yöntemi 3 günde gerekli metodlar ile test edilir.
Ödekbaş, sunumun devamında deney adımlarını anlatmıştır.
Hangi ürünler özelinde bu test yapılabilir?
- Aeresol
- Yarı katı-jel
- Katı
- Sıvı
Ant Teknik firmasından Sezen SENGOR & Omer H. TURMUS – Kozmetik Ürünlerde GCMS ile Alerjen Analizleri
Konuşmasında aşağıdaki konulara değinmiştir;
Koku maddeleri, karakteristik, genellikle hoş kokulara sahip organik bileşiklerdir. Koku kaynakları, parfümler, deterjanlar, kumaş, yumuşatıcı ve ev ürünlerinde bulunur. Avrupa Birliği Tüketici Güvenliği Bilimsel Komitesi gıda dışı ürünlerin sağlık ve güvenlik riskini belirlemektedir. Alerjenlere maruz kalma sayısına bağlı olarak eşik değeri 100 ppm olarak açıklanmıştır. Bu değer çoğu kişi tarafından tolere edilebilir bir seviye olarak belirtilmiştir. IFRA kokuların güvenli ve sürdürülebilir kullanımını teşvik etmek için belirli limitler belirlenmiştir.
IFRA 2016 yılında 57 tane yasaklı alerjen ve izomerleri hakkında metot yayınlamıştır.
Kozmetik Ürünlerinde GCMS ile Alerjen Analizi
Alerjenler GC-FID analizi
- Analitler %2.5’ten büyük ise GC/FID ile analiz edilebilir.
- Internal standart ve RRF değerine göre hesaplama yapılabilir.
- Bu yöntem tüm analitleri kapsamaz.
- Sıvı formda enjekte edilen ürünler için kullanılabilir.
Alerjen GCMS Analizi
- Kalitatif ve kantitatif analiz için GCMS tavsiye edilir.
- SIM, SCAN ve SIM-SCAN analiz edilir.
- Polar ve apolar olmak üzere iki kolon kullanılır.
- FFNSC4 kütüphanesi ile 4000’den fazla doğal ve sentetik koku
- Standarda göre iki kolon ile enjeksiyon yapılması gerekmektedir.
- Sistemi vakumdan çıkarmadan ikinci kolon kullanılması
- Twinline sistemiyle iki kolonun aynı anda takılması
Alerjenler GCMSMS Analizi
- Standard olarak kullanılan kolonlar 60m’0.25mm’0.25µ polar ve apolar kolonlar.
- Fast kolonlara geçiş
- GCMSMS kullanımı
GCMS ve GCMSMS cihazları arasındaki farklılıklardan söz edilmiştir.
Analizler için;
1. Analitik terazi
2. GCMS sistemi
3. Otomatik pipet seti
4. Referans standartlara ihtiyaç bulunmaktadır.
Kemal Özgür BOYANAY, Seluz, – Doğa ve Koku
“Doğa modern parfümlerin ana kaynağıdır. Doğa ise CO2, su ve ışık ile başlar.’ sözleriyle sunumuna başlayan Boyanay, doğada bulunan bitkilerden farklı birçok yöntem ile kokular sentezlendiğini ve bu sentezlerin aslında hangi bileşenlerden kaynaklı elde edildiği hakkında önemli bilgilendirmelerde bulundu.
Bora KARAGÜL, Düzce Üniversitesi – Glisizirik Asitin Saflaştırılması ve Kozmetikte Kullanım Alanları
Meyan kökünden elde edilen glisirizik asitin eldesi ve bu elde edilen asitin kozmetik sektöründe nasıl kullanıldığı hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Karagül, meyan kökünün önce toz haline getirildiğini daha sonra yıkama yapılarak safsızlıklardan arındırıldığını ve uygun çözücü ile ekstraksiyon yapıldığını ifade etti. Kozmetik sektörünün bu aktif maddeye anti-enflamatuar, antibakteriyel ve antioksidan özellikleriyle nedeniyle güvendiğini belirtti.
Ecoproducts Proje Sorumlusu, Merve ÖZGÜÇ – Sürdürülebilir Kozmetikte Aktif Rol Almak
Konuşmasında aşağıdaki konulara değinmiştir;
Özgüç konuşmasına Ecocert firmasının tanıtımı ile başlamış olup vizyon ve amaçlarından bahsetmiştir. Birleşmiş milletlerin sürdürülebilir kalkınma hedefi olarak 17 belirlediği standart bulunmaktadır.
Cosmos Standardı;
- AISBL (Uluslararası, kar amacı gütmeyen Belçika’ da bir dernektedir.)
- BDIH( Almanya)
- COSMEBIO & ECOCERT (Fransa)
- ICEA (İtalya)
- SOIL ASSOCIATION (İngiltere) bir araya gelmesiyle oluşmuştur.
Cosmos standardı herkes için eşit şartlar sağlar, gelişen bir standarttır ve tüketici güveni oluşturur.
Standart aşağıdaki şartları garanti eder;
- Çevreye ve insan sağlığına saygılı üretim ve dönüşüm süreçleri,
- “Yeşil Kimya” konseptinin geliştirilmesi,
- Doğal kaynakların sorumlu kullanımı,
- Biyoçeşitliliğin korunması,
- Petrokimyasal girdilerin olmaması (Onaylı koruyucular hariç),
- GDO bulunmaması,
- Geri dönüştürülebilir ambalajlar,
Cosmos standardında yasak olan içerikler ve testler aşağıda yer almaktadır.
- Nanomalzemeler yasaktır.
- GDO’lu veya GDO türevleri olan birincil hammaddeler veya bileşenler yasaktır.
- Canlı veya kesilmiş hayvanlardan elde edilen birincil hammaddeler yasaktır.
- Gama ve X-Işınları kullanımı yasaktır.
- İnsan ve çevre sağlığını etkileyen zehirli kimyasalların kullanımı yasaktır.
- Kozmetik ürünler, üretici veya onun tarafından yapmaya teşvik edilen herhangi bir üçüncü şahıs tarafından hayvanlar üzerinde test edilmemelidir.
Cosmos sertifikası alınmak istendiğinde “Paketleme, çevre yönetim planı, temizlik ve hijyen, depolama ve etiketleme” şekillerine dikkat edilmelidir.
Yana BYKOV, Cosmer – Activation Mechanism of Zinc Ricinoleate for Odour
Konuşmasında kötü kokunun kaynağına değinmiştir. Çinko Ricinoleate hammaddesinin moleküler yapı ve kökleri, emme yeteneği, aktivasyonu, yapısı, yüzey etkileşimi, suda çözünme kompleksi özelliklerinden bahsetmiştir.
POLYFIX avantajları aşağıdaki gibidir;
- Çok çeşitli kötü kokular için geçerlidir.
- Suda çözünür ve soğuk işlenebilir.
- Koku molekülleri ile kararlı kompleksler oluşturablir.
- Koku ile uyumludur.
- Gaz gazından molekülleri emerek çok etkilidir.
- Kolaylıkla parçalanabilir.
- İyonik olmayan ve anyonik yüzey aktif madde sistemleriyle uyumludur.
- %1-5’ lik tipik tedavi seviyelerinde kullanılır.
- Entegre şelatlama maddesi, kireç sökücü olarak aktiftir.
Bykow konuşmasının devamında Polyfix kullanım alanları ve formülasyonda kullanım şekli ile ilgili bilgiler vermiştir.
Yük. Kimyager Satış Müdürü Nejla Kılıç Arslaner, Anamed Analitik Grup – Sürdürülebilir Kozmetikler için Mikrodalga Yeşil Ekstraksiyon Teknolojisi
Konuşmasında aşağıdaki konulara değinmiştir;
Geleneksel işlem yaklaşımları;
- Soğuk sıkım,
- Ultrason ekstraksiyonu,
- Buhar distilasyonu,
- Alkol ile ekstraksiyon,
- Basınçlı hidrokarbon sıvı ekstraksiyonu,
- Süper kritik CO2 ekstraksiyonu, vb. olarak belirtilmiştir.
Geleneksel işlem yaklaşım sınırlamalarının aşağıdaki gibi olduğu belirtilmiştir.
- Uzun ekstraksiyon süreleri,
- Isıya duyarlı moleküllerin bozunma potansiyeli,
- Organik çözücü kullanımı,
- Yüksek güvenlik önlemleri ve kalifiye personel gerekliliği,
- Saflaştırma basamağı gerektirme,
- Yüksek enerji maliyeti,
- Yüksek ilk yatırım,
Çevre dostu yaklaşım için ürün işlenmesi “Mikrodalga: yeşil bir enerji kaynağı” ile mümkündür. Bu yöntemin avantajları aşağıdaki gibidir;
- Çözücüsüz yaklaşım
- Verimli ısıtma
- Yan ürün yok
- Saflaştırma gereksinimi yok
- Hücredeki suyun doğrudan ısıtılması
- Kısa işlem süresi
- Isıya daha az maruz kalma
- Yüksek verim
- Düşük enerji tüketimi
- Yeşil işlem
Arslaner, konuşmasının devamında cihazın kullanımı hakkında bilgi vermiştir.
Murat Ozan DALKILIÇ, Fragrance and Flavor Industry Consultant – Strategic and Sustainable Sourcing of F&F Raw Materials
Konuşmasında aşağıdaki konulara değinmiştir;
Esans firmasının gelişmesi, satın almanın önemi, stratejik kaynak kullanımı ve ilerlemesine yönelik bilgilere konuşmasında yer vermiştir. Esans ve Aroma firmasının evrimi “ithalat, Ar-Ge yatırımı, ihracat, makine yatırım, satış odağı, daha fazla hammadde, yatırım ve üretim, kolay formüller üretmek ve daha fazla iş” şeklinde gelişmektedir ve büyümektedir.
Stratejik kaynak kullanımı, bir kuruluşun konsolide satın alma gücünü pazarda mümkün olan en iyi değerleri bulmak ve satın alma stratejisini iş hedefleriyle uyumlu hale getirmek için kullanabilmesi ve bilginin toplanma şeklini resmileştiren bir tedarikçi zinciri yönetimi yaklaşımıdır.
Stratejik araştırma nasıl yapalır?
- Değerlendirme
- Araştırma
- Strateji
- Aksiyon
Teknoloji Sorumlusu Musa Can Minaz, MFET – Tedarik Zincirinde Blockchain
Blockchain tedarik zinciri uygulamalarının sürecini anlatacak olan Minaz, önceliğin dil olduğunu belirtmiştir.
Blockchain “dağıtık ve değiştirilemez” ilkelerine dayanmaktadır. Bu ilkenin ortaya çıkardığı en önemli noktalar “doğruluk, güvenilir, standart, erişebilir ve şeffaflık” olduğunu belirtmiştir.
Blockchain sayesinde “Noter, takas ve ödeme, veri depolama, gerçek zamanlı veri” işlemlerinde güvenirlik sağlanmaktadır.
Blockchain avantajları ise;
- Şeffaflık
- Güven
- Güvenlik
- Geri Dönüşüm
- Maliyet
- Talep esnekliği
- Hız
- Kalite
Tuğba Sağır, Pim Grup – The Use Of A Novel Upcycled Food Waste Complex As An Antioxidant Active Ingredient In Cosmetic Products
Konuşmasında aşağıdaki konulara değinmiştir;
İleri dönüşüm, yan ürünleri, atık malzemeleri veya atılan nesneleri yeni malzemelere veya ürünlere dönüştürme işlemidir. Yiyecek ve içecek atıkları, genellikle cilt özellikleri açısından zengin gıda sınıfı bileşenler içerdiklerinden, özellikle doğal ve organik kozmetikler olmak üzere güzellik ürünlerine dönüştürülebilen ana malzeme kaynağını temsil etmektedir.
Son yıllarda birçok kozmetik şirketi, ileri dönüştürülmüş atıkları doğal keseler, sabunlar ve dudak balsamları gibi ürünlerde kullanmaya başlayarak, atılan ham maddelerin geri dönüşümüne katkıda bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacının, yaygın olarak kullanılan antioksidan hammaddelerin ve yeni ileri dönüştürülmüş atık kompleksinin insan dermal fibroklast hücreleri (HDFa) üzerindeki antioksidan aktivite ve hücre proliferasyonu etkilerini karşılaştırmak olduğunu belirten Sağır, yüksek antioksidan kapasiteye sahip ve hücre çoğalmasını indükleyen yeni ileri dönüştürülmüş atık kompleksi, kozmetik ürünlerde aktif madde olarak kullanılabileceğini belirtmiştir.
Özge Taşatan, Pim Grup – Effects On Human Health of Cosmetic Products Include Heavy Metals
Konuşmasında aşağıdaki konulara değinmiştir;
Güzel kalmak ve güzel görünmek insanlık tarihi boyunca vazgeçilmez olmuştur. Bu nedenle kozmetik ürünlere yoğun bir ilgi vardır ve bu nedenle bitkisel ve kimyasal içerikli çok çeşitli kozmetik ürünler kullanılmaktadır.
Kozmetik bağlamında kimyasalların sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine dair şüpheler son yıllarda artmaktadır. Kozmetik ürünler birçok kimyasal içerir ve birçok kimyasalın bir arada kullanıldığı bu ürünler kullanım miktarına ve kullanım sıklığına bağlı olarak sağlığı tehdit eder. Bu kimyasallar içerisinde ağır metaller önemli bir yere sahiptir.
Ağır metaller, düşük konsantrasyonlarda bile toksik etki gösterebilen, 5 g/cm3’ten büyük elementler olduğunu belirten Taşatan, insan vücudunda birikme sonucu yıkıma neden olduğunu vurgulamıştır. Birikme sonucu canlılarda yoğunlaşan bu metallerin etkin dozlara ulaştıklarında ciddi rahatsızlıklara (tiroid, periferik, otizm ve kısırlık gibi) ve hatta ölüme neden olabileceği belirtilmiştir.
Yeliz Parlak, Pim Grup – Phthalates in Cosmetics and Their Effects on Humans
Konuşmasında aşağıdaki konulara değinmiştir;
Ftalatlar, toksik özelliği olan, kanserojen, endokrin bozucu ve birikme potansiyeline sahip maddeler olarak tanımlanmaktadır. Ftalatlar, anti-androjenik maddelerin en önemli gruplarından biridir. Ayrıca üreme ve gelişimsel toksisiteye neden olurlar. Araştırmalar, ftalatların erkek üreme sistemi üzerinde olumsuz etkileri olduğunu göstermektedir.
Ftalatlar, 1,2-benzendikarboksilik asidin (ftalik asit) dialkil veya alkil/aril esterleridir ve ftalik anhidritin uygun bir alkol ile reaksiyonundan elde edilen oda sıcaklığında renksiz sıvılardır. Bu bileşikler alkil yan zincirlerinin uzunluklarına göre uzun ve kısa zincirli ftalatlar olarak iki sınıfa ayrılırlar. Polivinil klorür (PVC) polimerinin üretiminde uzun zincirli ftalatlar kullanılmaktadır. Bu ftalatların örnekleri, di(2-etilheksil) ftalat (DEHP), di-isononil ftalat (DINP), di-izodesil ftalat (DIDP) ve di (2-propilheptil) ftalattır (DPHP). Kısa zincirli ftalatlar genellikle kişisel bakım ürünlerinde, parfümlerde, sabunlarda, kozmetiklerde, boyalarda, yapıştırıcılarda veya enterik kaplı tabletlerde kullanılır. Bu ftalatların örnekleri, dimetil ftalat (DMP), dietil ftalat (DEP), benzil bütil ftalat (BBzP), di-n-bütil ftalat (DnBP) ve di-izobütil ftalattır (DIBP).
Ftalatlara maruz kalma dermal, oral, inhalasyon veya parenteral yollarla meydana geldiğini belirten Parlak, ftalatlara maruz kalmanın toksik etkileri ve ftalatlarla ilgili yasal düzenlemeler ile ilgili bilgilendirmelerde bulunmuştur.
Yağmur Bulat, Pim Grup – The Efficacy of ‘Radish Root Ferment’ a Naturally Fermented Preservative, in Oil-Based and Water-Based Cosmetic Preparations
Konuşmasında aşağıdaki konulara değinmiştir;
Kozmetik ürünlerde mikroorganizmaların neden olduğu kontaminasyon, tüketici sağlığı açısından önemli bir risk oluşturmaktadır. Mikrobiyal kaliteyi sağlamak ve mikrobiyolojik büyümeyi önlemek için kozmetik ürünlere koruyucu olarak bilinen farklı kimyasallar eklenir. Koruyucuların eklenen formülasyonlarla uyumlu olması, geniş etki spektrumuna sahip olması ve kullanıldığı kütle üzerinde toksik veya tahriş edici etkilere neden olmaması beklenir. Sentetik koruyucuların toksisitesine dair kanıtlar ve şüpheler, kozmetik endüstrisini sürdürülebilir, doğal, etkili, düzenleyici standartlara uygun, kullanıcılar üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi olmayan ekolojik ve doğal koruyuculara yöneltmektedir.
Bitkisel koruyucular (uçucu yağlar, bitki özleri ve bunların etken maddeleri) Sentetik koruyuculara alternatif olarak üzerinde en çok çalışılan antimikrobiyal ajan grubunu oluşturmaktadır.
Lactobacillus veya Leuconostoc mikroorganizması ile fermente edilen Raphanus sativus (Turp Kökü) filtratları, postbiyotik koruyucu olarak sentetik koruyuculara bir alternatif olduğunu belirten Bulat,
kozmetik ürünlerde en çok tercih edilen iki sentetik koruyucu ile karşılaştırmalı olarak koruyucuların etkinliğini anlatmıştır.