Kongrenin son oturumda araştırma ve inovasyon konu başlıkları ele alınmıştır.
ALTINCI OTURUM
Günün ilk konuşması 2. Gün konuşmasını gerçekleştiremeyen Julia Songyi HAN tarafından gerçekleştirildi. 2021-2022 Korea Beauty Trends başlıklı konuşmasını gerçekleştiren HAN, LABIO şirketinde satış bölüm müdürü olarak çalıştığını belirterek, Kore kozmetik trendinin küresel kozmetik trendinden daha farklı ve sürekli değiştiğini vurguladı.
2021 Kore güzellik trendi 5 başlık altında toplandığını belirten HAN, bu başlıkları aşağıdaki şekilde sıralamıştır.
Microbiome’ ların cilt için çok önemli olduğunu ve mikroorganizmalar grubu veya kümesi olarak düşünülebileceğini belirtmiştir. Cilt üzerindeki microbiome’ ların çevresel faktörler, ilaçlar ve beslenmeden kaynaklı nedenlerden ötürü azalmakta olduğunu vurgulayarak, ciltte bariyer oluşturması ve cildi koruması için microbiome olan hammaddelerin ürünlerde kullanıldığını dile getirmiştir.
Temiz güzellik algısına sahip olan Kore kozmetiğinin hem insanlara hem de çevreye uygun olarak ilerlemekte olduğunu belirten HAN, çevre çalışma grubu tarafından belirlenen “yeşil, turuncu ve kırmızı” kategorilerine göre ambalajlama yaptığını vurgulamıştır.
HAN, asıl prensiplerinin doğaya saygı olması gerektiğini sadece ürün içerik bilgisinin değil ürün ambalajının da çevreye duyarlı olması gerektiğini vurgulamıştır. Kullanılan ambalajların çevreye duyarlı olması ve geri dönüştürülebilir olmasının önemine değinmiştir.
Hyper-customization ile insanların kendilerine verdikleri değerin baz alındığını vurgulamıştır.
Mask irritation ise özellikle Covid-19 süreci ile birlikte sürekli kullanılan maskelerin ciltte akne, sivilce, yağlanma meydana getirdiğini, Kore kozmetiğinin tüm bu nedenlerden dolayı cildi kirden arındırarak temizlediğini dile getirmiştir.
Altıncı oturumun ikinci konuşmacısı Khon Kaen Üniversitesinden Dr. Liudmila Yarovaya, Sensory Evaluation of Sunscreen Formulation Containing Grape Seed Extract Using Penalty Analysis konu başlıklı sunumunu gerçekleştirdi.
Güneş kremi ürünlerinde yüksek bir SPF değeri ve güzel bir etki yaratacak formülasyon oluşturmanın zor olduğunu, güneş ürünlerinin genel olarak yağ bazlı olduğundan yağlı ve yapışkan bir his yarattığını dile getirmiştir.
Sensör analizinin nasıl çalıştığına da değinen Yarovaya, içinde üzüm çekirdeği özütü bulunan güneş kremi ile penalty ve sensör analizi yapıldığını belirtmiştir. Analiz belirli şartları sağlayan 12 katılımcı ile yapılmış olup, Sensör analizi değerlendirmesi için Amerika’nın test ve standartları baz alındığını vurgulamıştır.
Genel olarak, krem formunda ve formülasyon içerisinde UV filtre bulunan numunelerin kabul edilirliğinin daha fazla olduğunu dile getirmiştir.
Jagiellonian Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmasötik Botanik Bölümünde görevli AGNIESZKA SZOPA, Plant in vitro cultures as a valuable source of cosmetic raw materialsbaşlıklı sunumunu gerçekleştirdi.in vitro kültürler ile elde edilen hammaddelerin kozmetik ürünlerde kullanılma oranının oldukça yüksek olduğunu belirtmiştir. Elde edilen hammaddelerin bitkilerden elde edildiğini ve bu hammaddelerin doğal olduğunu vurgulayan SZOPA, in vitro üretim sayesinde sezondan bağımsız olarak bitki üretimi yapılabildiği için üretimin sürekliliği bulunduğunu dile getirmiştir.
Szopa, çalışmasında seconder metabolitlerin araştırmasını yaptığını ve bu hammaddelerin antioksidan özelliğini değerlendirdiğini vurgulamıştır. Aronia Genus, Scutellaria, Schisandra Rubriflora, Schisandra henryland hammaddeleri üzerine çalıştığını dile getirmiştir. Bu hammaddelerin incelenmesi sonucunda bu çalışmaların ikinci metabolitlerin uyarılmasını değerlendirmiştir.
Bu çalışmalar sayesinde biyoteknolojinin dikkate alınarak seconder metabolitlerinde üretimi sağlanmakta olup kozmetolojide de bu yöntemin kullanılabileceği belirtmiştir.
Prof. Dr. Nezih Hekim, Medical and Cosmetic Applications of Hemp. konu başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Kenevirin tıbbi ve kozmetik amaçlı kullanıldığını dile getiren Hekim, kenevirin bitki doku kültürü ile elde edilebileceğini de vurguladı. Medikal ve kozmetik uygulamaların kenevir açısından değerlendirildiğini belirten Hekim, kenevirin özellikleri açısından ele alındığını vurgulamıştır. Dişi ve erkeğinin bulunduğunu, erkeğin tohum yaptığını, dişinin ise tohumu kabul ettiğini belirtmiştir.
Türkiye’de 19 Mayıs Üniversitesinde başarılı şekilde tohum ıslah edildiğini belirten Hekim, bu tohumların bal yapmakta kullanıldığını, çok verimli olduğunu ve antienflamatuvar özellikleri bulunduğunu vurgulamıştır. Konuşmasında bilimsel çalışmalara da değinmiştir.
“Her gün bana yeni bir şey öğreten doğa anaya teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini noktalamıştır.
Skin Lightening Ingredients of Natural Origin-Advantages and Challenges başlıklı sunumunu gerçekleştiren Katarzyna Gawel-Beben çalışmalarında Hiperpigmentasyon nedenini ortadan kaldırmaya çalışmakta olduğunu belirtmiştir. Tüm dünyada lekelerin giderilmesini ve cilt aydınlatılmasının sağlaması için çalışmalar yapılmaktadır. Bitkilerden elde edilmesi sağlanan hammaddelerin cilt ile uyumlu olması gerektiğini belirtmiştir. Melanin inhibasyonuna etki ederek daha aydınlık cilde sahip olunmasına yardımcı olacağını belirtmiştir.
Prof. Dr. Murat Tunçtürk, Sustainable Harvesting of Cosmetic Plants konu başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Kozmetik bitkilerinin sürdürülebilir yetiştiriciliği ve hasadıyla ilgili bir sunum gerçekleştiren Tunçtürk, kozmetik ürün tanımına değinerek kozmetik ürün çeşitlerinden bahsetti. İlaç, baharat ve kozmetik bitkilerinin %50’si gıda amaçlı, %25’i kozmetik amaçlı, %25’i ise ilaç amaçlı kullanıldığını belirtmiştir.
Bitkisel kaynaklı ürünlerin olumlu birçok yönüne değinen Tunçtürk, ülkemizdeki biyoçeşitliliğin Avrupa ile kıyaslandığında tür sayısı olarak eşdeğer olduğunu belirtti. Ülkemizdeki toplam bitki taksonu sayısı 12476, endemik bitki taksonu sayısı 4080, yoğun kullanımı olan takson sayısı 700-800 ve hem ihracatı olan hem iç piyasada bulunan 100-120 bitki bulunduğunu vurgulamıştır. Sektörlere göre kullanılan bitki ve türlerini sunumunda yer vermiştir.
Oturumun son konuşmacısı Uzm. Dr. Fatma AKPINAR, Skin Problems During The Pandemics başlıklı sunumunda, Pandemi sonrası hayatımıza dahil olan maske, kolonya, dezenfektan gibi ürünlerin kullanımı sonrası oluşan cilt problemlerinin önlenmesinde kozmetik ürünlerin önemine değinmiştir.